---13. Gün- Friday The 13th ---

Yönetmen: Marcus Nispel

Senaryo: Damian Shannon (Kitap), Mark Swift (Kitap)

Konu: Clay Miller kayıp kız kardeşini ararken, eski bir kulübenin kalıntılarına takılıp tökezler ve efsanevi Crystal Gölü'nden ormanın çıkardığı ürkütücü sesleri duyar. Çalıların altında başka birşey daha vardır.

Polisin ve orada yaşayanların uyarılarına rağmen Clay, yeni tanıştığı Jenna ile birlikte kardeşini ararken ulaştığı birkaç ipucunun peşine düşer. Ama öğrenecekleri düşündüklerinden fazlasını getirecektir. Çünkü Crystal Gölü'nün büyük ve karanlık bir sırrı vardır.

Sonuç: Klişe korku ve gerilim öğelerinin aynen tekrarı ile başlayarak; bir grup genç, ilk sevişen ilk ölür, son sevişen iyi güler kalıplarıyla on beş dakikamızı alan film pratik bir çözümle klişeden kurtulmaya çalışıyor. Bu sefer Jason’ı dolasıyla kaybolan kız kardeşini arayan kaslı bir arkadaşımız var. Jason filmleri adamı bekletir, sağa sola baktırır, karanlıkta nefes aldırır ve kafasına tokmağı yedirir. Dam üstünde saksağan vur beynine kazmayı modeli…

Jason gibi öldürülemez bir karakterin; milleti öldürmesini görmek isteyenler; ama bu sefer ki ölümler de çok kan dondurucu değil, azcık koltuğa yapışıyım da kim ölürse ölsün diyenler için ideal. Açıkca bu kadar saf ve donanımsız gençliği öldürmek için Jason’a gerek yok; onlar zaten kendilerini öldürüyorlar. Artık Jason, Freddy, gibi katliamcıların neden bu arzu timsali genç varlıkları öldürüyor olduklarını anlamışsınızdır umarım. Böyle gençler olmayın; ölürsünüz!!!

Mehmet Emin Yıldırım

meyproduction@gmail.com