16 Ekim 2008 Perşembe

"Neden Arapça"-2

Teşekkür ediyorum yorumlar için,cevaplarıma gelince;

“”””euzu-besmele" makamında söylendiği takdirde hint felsefesinde bahsedilen 7 ana çakrayı (hem de sırasıyla) açmaya yarar...uzmanlar böyle söylüo...emine katılıyorum saygılar...

….Chakra “Ruh-Beden” açılımı içerisinde akıl varlığı ile bir takım çözünümlerin “Beden” ile gerçekleştirilip (fiziksel uygulamalar), “Ruh” a yüklenmesinin bir diğer adıdır. ”Chakra” maddenin temelinin enerji olması prensibiyle kendini “Tasavvuf” da “NUR”, bilimsel kabullerde ise pozitif uç enerjisi olarak tanımlatır.Yapılan kesin kayıtlı araştırmalar,neredeyse tüm dillerde (tercümeleri ile) okunulan metinlerin (Kuran Ayetleri,Felaq ve Nas Süresi) insan üzerindeki en büyük enerji gelişimi etkisini “Arapça” diliyle gerçekleşmiştir.Denekler etrafında bir takım sistemlerce görülebilen en basit tabiriyle “Mavi Kalkan” şeklinde bir koruyucunun aktivitesinin diğer dillere oranla kapasitesinin (Kuran'ın orjinal dilinde) çok çok fazla olduğu görülmüştür.Bu konu hakkında bir yazı yazmayı düşünüyorum…

“”””allah ayetinde gönderdiği elçileri kendi toplumun diliyle gönderdiğini söylüyor. "biz görevlendirdiğimiz her resulü ancak kendi toplumunun diliyle gönderdik ki, onlara açık seçik beyanda bulunsun..." der. bir elçi tabi ki içinde bulunduğu toplumun diliyle hitap eder. böylece toplumun elçisini anlaması daha kolay olur. peygamberin ve toplumun ana dili arapça olduğundan kuranın da arapça bir dille inmesinden daha doğal bir şey yoktur. “”””

…”Muhammed Mustafa ” arap yarımadasında bir takım mucizevi olaylar eşliğinde hayat bulmuş bir Resul’dur.Arap topluğunda çalışmış,yemek yemiş,büyümüş,gelişmiş ve “Resul” hükmü kendi öz özelliklerinde ortaya çıkana kadar bir çok güzel huyuyla birlikte bir normal insan olarak yaşamıştır.”Muhammed Mustafa ” kendi gelişimini başka bir yerde sağlayıp,kurulmuş ve yaşanılacak bir yer bulmuş bir topluluğa 40 yaşına kadar bekleyip birden ortaya çıkarak, ”Yaptıklarınız Yanlıştır” diyen bir “Resul” değildir.Arapça öğrenerek büyümüş, arapçayı diğer yurttaşları gibi kendi ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde kullanmayı öğrenmiştir.Hiç bir özel çalışma,özel yetenek geliştirme,sistemin tümünü(kafasındaki soru işaretleri) değerlendirmek için kitap okuma,sistemli düşünme gerçekleştirme gibi fiillerde bulunmamıştır.

“”””ne yani peygambere ingilizce mi inseydi vahiy..””””

…”Vahiy” özüne ulaşmak için özel insanlara verilen bir yetenektir ki, bu yöntemle kişi harici(ilim öğrenmek) bir çalışma yapmadan “Evren Kitabını” okuma gibi bir güce sahiptir.Bu öze yaklaşma olayı bir "günlük sıradan lisan" konuşması değil , aksine yalnızca bu insanların (yaşamış olanların) bilebileceği bir
yöntemdir.”Resul” vahiy İngilizce değil Fransızca,Almanca gibi dillerde değil Arapça dahi inmemiştir.Böyle bir yukardan inme kesinlikle söz konusu değildir.”Resul” kendine ait özel yeteneğini kullanarak öze ulaşmış,bu olaya “Vahiy” denmiştir.Buradaki Arapça kullanımı olayı “Resul”un bu öz dili okumayı
gerçekleştirip,bu ilahi verileri Arapça olarak dillendirmesidir.Herhangi bir "DİL" ile “Vahiy” inmesi olayı kesinlikle söz konusu değildir.Bu cümle tamamen yanlıştır.

“”””bir başka türlü etkende zaten tüm kitaplar ihtiyacı olan toplumlara gelmiştir.”””

…Alınan ilahi veriler,hiç bir topluma özel veriler değildir, aksine tüm sistem ve evrene iletilmek için seçilmiştir.”Toplum ihtiyaçları” söz gurubu tüm “Sistem” in kendi mekansal-zamansal birliğini korumak için yalnızca örneklendirilmiştir.Arap toplumu örneklemesi ,kişinin hem “BEN” sel gelişimi,hem de
kişilerin “Toplumsal” gelişimi için harika bir seçim olmuştur ki bu yine düşünen beyinler için harikulade bir “Örnekleme” sürecidir.

“””olayın sebebini başka yerlerde aramaya gerek yoktur.. mühim olan araç deil amaçtır.
ayrıca dildeki marifetlere gelincede.. her insan istedikten soora konuştuğu dildeki marifetleri az bi çalışma ve araştırma neticesinde hafif bi konsantreyle rahatlıkla elde edebilir. o dilin marifeti deil insanın isteği ve uğraşısı sonucu olan bir niceliktir””

…Bilimsel araştırmalar kendi kendini geliştirip, yeni bulumlar getirmedikleri sürece, kabul etmemiz gereken “Teknolojik” gelişimlerin sonuçlarıdır.Bunları ters el etmek, kendi akl-i (beyinsel) gelişimizin hatalarıdır.Biz bir şeyi algılayamıyoruz diye o şey yanlış ya da yetersiz,ya da çarpıtılmış olmak zorunda değildir.Aksine bu süreç kendi algı kapasitemizi geliştirmek için inanılmaz bir fırsatdır.

“”” kaldı ki mukayese edecek olursak dahi, bahsi geçen dili konuşan halklarda çocukların okuma-yazmayı öğrenme yaşlarından ve zorluklarından; insan bünyesine olan uygunluğunu rahatlıkla görebilirz”””

…Yazımda ki konu “Dua ve Zikir” mekanizmasıdır.Günlük dilin konuşulması,Arapça dilinin zorlukları yazımda bahsi geçmeyen bir konudur.Yazımda arapça dilini diğer dillerle kıyaslama gibi bir derdim olmadı ,tersine “Kuran” elfazının (kurgu,dilbilgisi,kelime seçimleri) neden Arapça olduğu hakkında bir yazı yazmıştım.Arapça dilini zor kılan,tek kelime ile bir çok anlam taşıyabilme özelliği,ayrıca dilin içerisinde ki veciz,özlü söz gibi sözcük öbeklerinin çok olması ve çok küçük bir “hereke” değişimin dahi bir çok mana değişimi yapabilmesi ile ilgilidir.Bunlar dilin (gramer özelliğidir) ve açıkcası “Kuran” arapça dilinin bu özellikleri ile yazılmıştır fakat ben yazımda böyle bir konudan bahsetmemiştim.

…Kuran sistemi anlatmak için “Resul” e tüm sistemi ilmi ve iradesi ile bir “AN” içerisinde (insanlığa göre uzun yıllar süren bir süreç) Allah’ın kelamıdır.”Kuran” değiştirilemez,yeniden oluşturulamaz. “Tüm insanlar ve cinler dahi toplanıp yeni bir benzer kitap(ilahi veri) oluşturmaya kalksalar yapamazlar” hükmünden yola çıkarak bir takım sonuçlar çıkarılabilir.
-“Kuran” bir nevi “DUA” kitabı olduğuna göre bunu uygulamak isteyen kişilerin dualarını “Kuran” diliyle yapmalıdırlar hükmü rahatlıkla çıkarılabilir.Kuran sıradan kelimelerin herhangi bir rasyonel dizilişi değildir.
-“İslam” tüm sistemin adıysa,”Kuran” bu sistemin ilahi bir parçası ise,insan bu sistemi en kolay algılayabilecek varlık ise,sistemde hiçbir oluş başka bir oluştan kopuk olarak düşünülmeyecekse,sistem içerisinde belirli bir dizayn çok kolaylıkla algılanabiliyorsa,”Kuran” ve “İnsan”ın da aynı sistemde
olduğu kabulü ile;Kuran dili, insan için bir takım vesileler içeriyordur diyebiliriz.”Kuran” bunu ancak ”DİL” yoluyla sağlayacaktır.Çünkü fiziksel olarak başka bir metod uygulanamaz,ancak okunabilir.(Koklanamaz,tad
ılamaz) Okunmalı,değerlendirilmeli,kendinden başka değerlendirelenlerden olabildiğince yararlanmalı ve sistem içeriğine ulaşma çabası içerisinde olunmalıdır.
-Hiçbir tercüme aynının yerini alamayacaktır.Bu kabul ile;Kuran yüzünden de okunmalıdır.Tercümeler onu yazanın(çevirenin) algı kapasitesi ve dile olan hakimiyetiyle ilgilidir.Kuran dili yukarıda yazdığım bir çok nedenden dolayı yapılması en zor tercüme dillerinden biri olduğu kabulüyle;Kuran olduğu gibi okunarak (kendi DİLİYLE) da bir çok meleke (yetenek) elde edilebilir.
-Fiziksel uygulamalar (ibadetler(Namaz)), yalnızca Kuran Diliyle yapılabilirler.Bu bir sistem kuralıdır. Diğer dillerin bu uygulamalarda kullanımı yasaktır.Başka dillerde yapılabilecek olabilse bu ibadet, (İngilizce,Fransızca,Japonca vb.), bir “IRK” kavramı kargaşası oluşacak,sistemin evrenselliğini
sekteye uğratacaktır.
Bu yazılanlar insanları biraz da olsa aydınlatabilir.Cevaplara devam edelim;"Neden Arapça"-3 yazımızda...

Hiç yorum yok: