Klasik anlatıları yık, düşünceler arası bağlantılar kur, her fikri tüm genişliği ve bağlantıları ile düşün, tüm sistem üzerine "paranormal" araştırmalar düzenle. Sonuçta; ya Ezberlersin ya Sorgularsın...
23 Şubat 2012 Perşembe
Darren Aronofsky- Requiem For A Dream (Bir Rüya İçin Ağıt)
Dertlerimiz hep aynı. Garsonluk mesleğini icra eden arkadaşım, kafasında Muhteşem Yüzyıl’ın Kanuni’si olma hayalleri ile servis yapıyor. Yonca biçmeyle uğraşan köylü arkadaş, sanki yaptığı küçümsenecek bir şeymiş gibi ünlü olmak adına kendini yapımcı kapılarında bulmuş. Hepimiz olduğumuz gibi güzeliz zaten, herkesin ünlü olması gerekmez. Bir tane cumhurbaşkanından fazlası zararlı, dünyanın en popüler, zengin adamları olamayız hepimiz, sığamayız Ağrı Dağı zirvesine… Görmüyor musunuz? Nedir bu kendinden kaçış. Nedir bu rahatsızlık. Kimimiz başbakan olamayacağımız için yönetmen oluyoruz, kimimiz sorumluluklarımızdan uzaklaşıp zengin olmak adına kokain ticareti yapıyoruz. Veznenin arkasına geçen dedem imparator kesilmiş, dolmuş süren şoför dünyanın sahibi tavırlarında. Nedir bu tonlarca pislik üzerimizdeki. Sırf mutlu olduğumuz için oynadığımız saklambaç oyununu, seksek’i unuttuk mu acaba! Kimse istediği yerde değil, kimse aradığını bulamamış… Peh. Bunu kendimize biz yaptık, kimse kendini kayırmasın. Din siyaset amacı olmuşsa bizim suçumuz. Kavramlar üzerine düşünen adamlar, Hindu- Aryen ırkı olduğunu düşünüp dünyayı katletmek için planlar yapıyorsa yine öyle. Analitik zihnin en yüce adamları, hakikatin farkında olmalarını genetiklerine bağlamışlarsa biz suçluyuz… Garip ama bütün bir insanlık; dehaları ve ortalama zekaları ile aynı basit ama çözümsüz problemi yaşıyorlar. EGO. Kendi kurduğumuz, kendi icadımız “DİL”, aslında bir uydurmaca, kurmaca gerçeklik bizi kendimizden, bizi saflığımızdan, hakikat ile kurduğumuz bağımızdan uzaklaştırmış. Hepsi egonun, hepsi bizim suçumuz. Kokain satan, köşeyi kısa yoldan dönmek için uğraşan gençlerimizi biz bu hale getirdik. Televizyonda gördüğü saçmalıklar dışında bir hayatın varlığını düşünmeyen annelerimizi intihara sürükleyen de biziz. Annesiyle babasıyla iletişimi olmayan bağımlı genç kızlarımızı seks tuzaklarına düşüren de biziz, zenci kavramını ırkçılık yapmak üzere uyduran da… Aranofsky bu rezilliklerimizi görmüş, kendi etrafındaki örneklerini suratımıza vuruyor. Bizi günlük hayatta rahatsız olmadığımız gerçeklerimizle hayli rahatsız ediyor. Aranofsky umutsuz, bizden ve kendinden umudu kesmiş. Ama bence hala umut var. Hala şansımız var insanoğlu…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder