29 Ocak 2010 Cuma

"M.E.Y"in Seyir Defteri- Kutsal Damacana 2: İtmen

--- Kutsal Damacana 2: İtmen ---



Yönetmen: Korhan Bozkurt

Senaryo: Soner Günday

Oyuncular: Şafak Sezer, Mustafa Üstündağ, Aydemir Akbaş, …

Konu: Fikret, eski mesleği olan gemiciliğe dönmüş, tayfa olarak çalıştığı gemiyle uzak denizlere açılmıştır. Gemi Hint okyanusunda seyrederken Somali’li korsanların saldırısına uğrar, korsanlar gemiyi ele geçirir, Fikret denize atlayıp kaçar.

Ertesi gün Fikret baygın bir halde Hindistan sahilinde bir kumsalda karaya vurur. Bir kaç Hintli köylü Fikret’i bulur, tedavi etmek için yakınlardaki bir Budist tapınağına götürürler.

Aradan beş ay geçer, Fikret sağlığına kavuşur, tapınakta eğitim gören Serkan adındaki bir Türkle tanışıp arkadaş olur.

“Ferrari’sini Satan Bilge” tadında ki Serkan, Fikret’in karakterine ve hayata bakış biçimine hayran olmuştur.

Fikret ve Serkan Türkiye’ye dönerler. Serkan bir kaç gün misafir etmek için Fikret’i çiftlik evine davet eder.

Ertesi sabah Fikret arkadaşı Müjdat’la buluşur. Fikret’le birlikte haciz malların satıldığı Yedi Emin Deposundan mal alıp-satmayı planlamaktadır. Fikret ve Müjdat o gece Müjdat’in evine giderler. Uyumak için yatağa girdiklerinde o gün açık arttırmadan aldıkları tablonun içindeki kurt, tablodan çıkar, Müjdat’ın içine girer.

Sonuç: 6,5 Puan…
Komedi filmleri art arda sıralanmaya başladılar efendim. Sıralanmanın seriler halinde geliyor olmasının; Türk halkının bu filmlere içerdikleri her hangi bir uzuvdan dolayı onay veriyor gözükmesinden kaynaklı olabileceğini düşünmüyor değiliz. Halk yani sinema seyircisi; başrolleri, ilgilerini çeken sıra dışı konuları, seve gelinen Yeşilçam temelli kişiye bağlı komedi unsurları ve tabii ki büyük stres birikintisi ile geçirdikleri günlerinin başrolündeki beyinlerini bir an olsun boşaltmak, biraz gülmek ve kendilerini rahatlatmak; için komedi türüne rağbet gösteriyor. Sinema öğretici rolü olmayan bir sanattır; doğru ama bu kadar da eğlenceyi tetikleyen bir sanat mıdır, düşünmeli, üzerinde sık sık tartışmalıyız…

Komedi furyası, hele ki Türkiye’de yeni bir anlayış yerleştirmeye çalışıyor görebiliyoruz. Komedi filmi, tamamen komik unsurların birleştiği, salt güldürü amacı güden bir yapıt değildir. Film ve dâhil olduğu sinema sanatı kendine ait kurallarla örülü bir birimdir. Kurallar yıkılabilir lakin film içerisinde kendini hissettiren sanatsal bir olgu her zaman bulunmalıdır. Türk komedi film yapımcıları artık seyircinin her saniye gülmesinin çok zor olduğunu kavradılar. Tek kişilik oyunculukların yeterli olamayacağını ve bir komedi filmi yapmanın sululuğa kaçmadan, saçmalamadan ve kabalaşmadan da gerçekleşebileceğini en sonunda fark ettiler. Göreceksiniz; Recep İvedik dahi yeni filmlerinde hikâye babında daha etkin, her an kasmık bir gülümseme yüklemekten uzak, bir hal alacak karşımızda. Yaşadığımız her an gülemeyiz, çok komik anlar yaşarız; ama biraz dinlendirme payına sahip olmalı, kendimizi diğer komik olaya kısmen hazırlamalıyız.

Hikâye babında saf bir kurguyla ilerlemesi adına kısmen izlenebilir bir film diyorum. Küfürleri, konunun tıkandığı yerde kullanılan müzikleri ve sırıtan bazı oyunculukları ile puanını düşürüyorum. Seçim sizin, yorum bizim efendim!

Mehmet Emin Yıldırım

meyproduction@gmail.com

Hiç yorum yok: