31 Ocak 2010 Pazar

"M.E.Y"in Seyir Defteri- Ada: Zombilerin Düğünü

--- Ada: Zombilerin Düğünü ---



Yönetmen : Talip Ertürk, Murat Emir Eren

Görüntü Yönetmeni : Meryem Yavuz

Yapım : 2009, Türkiye

Oyuncular: Ozan Ayhan (Murat) , Esra Ruşan (Gamze) , Onur Buldu (Ömer) , Rüya Önal (Selen) , Kaan Keskin (Deniz) , Gülüm Baltacıgil (Ekin) , Canan Güven (Betül) , Biğkem Karavus (Davetli) , Tülay Bekret (Sevin) , Taner Birsel (Usta)

Konu: Birbirlerini uzun süredir tanıyan beş kişilik bir arkadaş grubu, ortak bir arkadaşlarının düğününe katılmak üzere Büyükada’ya gider.

Erhan, düğünü ve uzun aralıklarla bir araya gelebilen ekibin mutlu anlarını kayda alabilmek için yanında bir kamera getirmiştir ve sürekli çekim yapmaktadır. Film boyunca tüm izlenenler, bu kameraya yansıyanlardır.

Düğünün ilerleyen saatlerinde davetlilere saldıran bir grup zombi, ortalığı kan gölüne çevirir. Grup bir yandan adadan kaçabilmek için mücadele ederken, diğer yandan mahsur kalan arkadaşlarını kurtarmak için uğraşıyorlar.

Sonuç: 6,7 Puan… Film eleştirmeni veya sinema yazarısınız ve film yapmak niyetindesiniz. Elinizde birkaç veri bulunur ve bunlardan yola çıkarsınız. Nedir bunlar:

- İlginç bir fikir üzerine kurulan ilginç senaryo ve getirisi büyük bir risk almak,

- Üzerine çalıştığınız estetik ve temsilcisi yönetmenin filmlerinden hareketle kendi eserinizi oluşturmak,

- Hikâyesel anlamda içeriği toplumla örtüşmeyen, bir başka estetiğin filmini topluma uyarlamak,

- Toplumun alışageldiği beğenilen bir estetiğe ezberden yönelmek.

Elinizde bulunan birkaç seçeneği önünüze koydum. İşte Ada filmi üçüncü seçeneği seçen filmlerden ve yönetmenleri üçüncü şıkkı tercih eden yönetmenlerden: Hikâyesel anlamda içeriği toplumla örtüşmeyen, bir başka estetiğin filmini topluma uyarlamak. Elimizde var bir.

Sinema yazarı olmak bir miktar sinefil olmayı gerektirir. Sinefil kişi de izlediği filmleri; hafızasında tutabilme ve gerektiği yerde verisel olarak kullanabilme yeteneğine sahiptir. Ayrıca sinefil kişi; izlediği yüzlerce filmden sahneler, planlar, diyaloglar, klişe olarak topluma yerleşmiş veriler bulup, bunları istediği yerde kullanabilir. Sinema yazarının film yapması; en yukarıda verilen seçeneklere bir de sinefil özelliklerini katmasıyla sonuçlanır: Hikâyesel anlamda içeriği toplumla örtüşmeyen, bir başka estetiğin filmini topluma uyarlamak + Önemli filmlerden ve benzer estetikten önemli kesitler almak ve bunları kendi eserinde kullanmak. Elimizde var iki. Bunlar filmin yapımı için gerekli ham maddelerimiz.

Filmi; ham madde olarak şekillendirilmiş sonuç aşamasıyla hemen bir teknik analize sokalım:

Film; aksiyon kamera tercihi kullanılarak çekilmiş. Bu seçim; kendi mihenk noktası benzerine laf atmak, film estetiğini en baştan belirlemek veya maddi anlamda gereksinim duyulan bazı imkânsızlıkları ekarte etmek amaçlı yapılmış olabilir. Ayrıca; hikâyesel anlamda konunun inandırıcılığını artırmak amaçlı yapılmış da olabilir. Yalnız; bu tür bir seçim; toplumun gereksinimlerini, istenilen izleyici kitlesinin ihtiyaçlarını karşılamak yerine onları ne yazık ki irite etmiştir.

Işık kullanımı olarak reel aksiyonun yakalanması, daha rahat şekilde çekimin sağlanabilmesi amacıyla kullanılan karanlık sahnelerin bolluğunu görüyoruz. Bu seçim; işin yapım aşamalarını bilen için normalde olsa; istenilen seyirci kitlesi için pratik bir hatadır ve beğenilmeyen bir harekettir.

Oyunculuk ve konunun yerleşimi; aksiyon kamera hareketine parelel konumlanmıştır. Bu oyuncuların kurmacadan uzak ve seyirciye yakın olmalarını sağlamıştır. Küfürler oyuncuları doğal yapmakla beraber bazen abartı kullanılarak hadlerini aşmıştır.

Hikâyesel anlamda; zombilerden çok; kişiler arası çatışmaların öne çıkması, filmi çok dinlendirdiği için aksiyon seviyesini düşürmüştür. Kamera hareketi olarak seçilen aksiyon çekime göre çok düşük oranda aksiyon sahnesi kullanılmıştır. Bu seçim; seyirciyi çoğu zaman amatörce çekilmiş bir kısa film izleniyor moduna sokmuştur ve esas konudan uzaklaştırmıştır.

Filmin; diyalogları, alıntı olarak dokundurduğu verilerin uzuvları ve oyuncuların geyiğe vurdukları sahneler gayet iyi planlanmış. Yalnız; bu geyikler kamera ile Lider Zombi’yi aradıkları sahne dışında; Zombi filmi geyiklerinden çok, her hangi bir konu üzerine dönderilen laf öbekleri haline gelmiştir. Bu da seyirciyi dikkatsizliğe itmiştir.

Sonuç olarak ise; riskli bir atılım için çok zor seçimler yapmış yönetmenler diyebiliriz. Analizler ve yapım düşünceleri göze alındığında yalnızca "seçim sizin efendim" diyebiliyorum. Saygılar


Mehmet Emin Yıldırım

meyproduction@gmail.com

Hiç yorum yok: